6 Aralık 2025 - 16:51
Sahand-2025: İran Avrasya güvenlik mimarisinin kalbinde

Sahand-2025 tatbikatı, İran’ın Avrasya güvenlik mimarisinde merkezî bir güç olduğunu bir kez daha gösterdi. ABD’nin onlarca yıldır yürüttüğü kuşatma, sabotaj ve hibrit operasyonlara rağmen İran çökmedi, tam aksine bölgenin en etkili güvenlik aktörüne dönüştü. ŞİÖ üyeliği, İran’ı Çin-Rusya-Orta Asya-Pakistan-Fars Körfezi arasında uzanan yeni güvenlik koridorunun kilit ülkesi hâline getirdi.

Uluslararası Ehl-i Beyt (a.s) Haber Ajansı – ABNA: İran’ın “Sahand-2025” Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) ortak askeri tatbikatına ev sahipliği yapması, İslam Cumhuriyeti’ne dayatılan 12 günlük savaşın hemen ardından ve onlarca yıldır maruz kaldığı kuşatma, yaptırım ve hibrit saldırılara rağmen, kritik bir dönemeçte gerçekleşti. Bu tatbikat, Çin’in Sincan bölgesinden Orta Asya’ya, oradan Levant’a uzanan geniş Avrasya kuşağında İran’ın güvenlik mimarisinin merkezinde yer alan bir güç olduğunu bir kez daha teyit etti.

Dünya medyasında geniş yankı uyandıran stratejik tatbikat, İran’ın rolünün tali veya inkâr edilebilir olmadığını; bölgesel ve kıtasal güvenliğin yapısal bir unsuru olduğunu gösterdi.

İslam Devrimi Lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamenei son konuşmasında, küresel terörizmin gerçek temsilcisinin ABD olduğunu vurguladı. Washington yönetimi, 11 Eylül sonrası “teröre karşı savaş” adı altında yürüttüğü emperyal projeyi küresel güvenlik söylemiyle pazarlarken, asıl hedefi İran’ı kuşatmak ve zayıflatmaktı.

Bu çerçevede ABD; İran çevresinde yoğun bir askeri-terör yapılanması kurdu, ekonomik abluka uyguladı, siber saldırılar düzenledi, psikolojik operasyonlar yürüttü ve etnik farklılıkları araçsallaştırarak ülkeyi içeriden parçalama girişimlerine hız verdi.

Ancak tüm bu baskılara rağmen İran çökmedi; tam aksine, daha da güçlendi. Afganistan ve Pakistan’dan gelebilecek aşırılık yanlısı akımların bölgeye yayılmasını engelledi, Irak ve Suriye’de terör ağlarını dağıttı, Fars Körfezi’nde işgalci güçlerin tehditlerini karşılayan en etkin aktör haline geldi.

Washington’un çok cepheli baskıları, İran’ı zayıflatmak yerine operasyonel kabiliyetlerini keskinleştirdi ve ülkeyi bölgenin en sağlam güvenlik direğine dönüştürdü. Bu konum, İran’a aynı zamanda emperyalizme karşı direniş ile terörle mücadeleyi bir bütün olarak tanımlayan devrimci bakış açısını hem bölgesel hem küresel düzeyde savunma imkânı sundu.

Bugün İran, yalnızca Batı Asya’da değil, geniş Avrasya havzasında da başat terörle mücadele gücü olarak kabul ediliyor.

İran’ın ŞİÖ’ye Katılımı: Yeni Güvenlik Haritası

İbrahim Reisi döneminde tamamlanan İran’ın ŞİÖ üyeliği, örgütün coğrafi ve stratejik derinliğini Orta Asya’dan Batı Asya’ya genişletti. Böylece Çin, Rusya, Orta Asya, Pakistan ve Fars Körfezi’ni birleştiren kesintisiz bir güvenlik koridoru oluştu.

Sahand-2025 tatbikatına katılan Çin, Rusya, Hindistan, Pakistan, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Özbekistan ve Belarus gibi ülkeler, İran’ın Avrasya güvenliğinde vazgeçilmez bir konuma sahip olduğunu teyit ediyor.

Gözlemci olarak tatbikata katılan Suudi Arabistan’ın varlığı da dikkat çekici. Batı baskılarına zaman zaman uymak zorunda kalan Riyad’ın, Amerika’nın baskısıyla İran Devrim Muhafızları Ordusu’nu “terör listesine” alan Avustralya’nın aksine, IRGC Kara Kuvvetleri’nin liderliğinde yapılan tatbikata katılması bölgesel dengelerdeki dönüşümü açıkça ortaya koyuyor.

Batılı devletler İran’ın en etkili terörle mücadele gücünü kriminalize etmeye çalışırken, Avrasya devletleri ŞİÖ zemininde İran’la askeri işbirliğini daha da derinleştiriyor. Bu durum, bölgesel istikrarın İran olmadan mümkün olmadığının güçlü bir kabulü niteliğinde.

Bu süreç, Türkiye ve Suudi Arabistan’ın üst düzey heyetlerinin İran’a yaptığı yoğun diplomatik ziyaretlerle paralel ilerliyor. Suriye dosyasının açık bir şekilde tartışıldığı bu görüşmeler, İran’ın kriz çözücü bölgesel aktör olarak konumunu daha da belirginleştiriyor.

Küresel Cephe: Terör Tehdidi Sınır Tanımadı

Terör örgütlerinin faaliyetleri Suriye ve Irak’la sınırlı kalmadı; Rusya’ya saldırdı, Çin’i tehdit etti ve Orta Asya ülkelerinde benzer riskler doğurdu. Bu gerçek, terörün ulus-ötesi niteliğini yeniden ortaya koydu.

Bu bağlamda İran’ın geçmiş performansı yalnızca umut verici değil; bölgesel güvenlik için belirleyici bir temel niteliğinde. İran Devrim Muhafızları’nın Kudüs Gücü, Şehit General Kasım Süleymani komutasında Irak ve Suriye’de terör örgütünün toprak hâkimiyetini çökerten ana güç oldu. General Süleymani’nin vizyonu, ittifakları ve sahadaki koordinasyonu, Avrasya’nın güvenlik haritasını yeniden şekillendirdi.

Bu gerçek, İran’la bazı konularda ihtilaflı olan ülkeler tarafından dahi kabul ediliyor. Çin, Rusya ve Orta Asya ülkeleri için İran; en ağır bedelleri ödemiş, en ileri sahadan tecrübeye sahip ve transnasyonel terörle mücadelede en etkili aktör olarak değerlendiriliyor.

Bu nedenle Sahand-2025 tatbikatı münferit bir faaliyet değil; İran’ın Avrasya savunma denklemindeki merkezî konumunu sembolize eden stratejik bir dönüm noktası olarak öne çıkıyor.

Ekler

yorumunuz

You are replying to: .
captcha